MURİS MUVAZAASI DAVASI HAKKINDA HUKUKİ BİLGİLER:
Miras bırakanın vasiyeti, mirasçıların malvarlığına ilişkin temel hakları olan kanuni payları etkileyen bir nitelik taşıyabilir. Bu nedenle, kanuni mirasçıların haklarını korumak için Türk Medeni Kanunu, miras bırakanın vasiyetine sınırlamalar getirmiştir. Buna rağmen, miras bırakanın vasiyeti, kanuni mirasçıların haklarına tecavüz edebilecek şekilde düzenlenebilir. Bu durumda, miras bırakanın vasiyeti, muris muvazaası olarak nitelendirilir.
Muris muvazaası, miras bırakanın vasiyetindeki muvazaa amacıyla yapılmış işlem olarak tanımlanır. Muvazaalı işlem, taraflar arasında gerçek bir irade farklılığı olmadan, işlem sonucunda ortaya çıkan hukuki sonuçların saklanması amacıyla yapılan işlemdir. Muris muvazaası durumunda ise, miras bırakanın gerçek iradesi, açıkladığı iradeden farklıdır ve vasiyeti, miras bırakanın asıl isteğini yansıtmamaktadır.
Muris muvazaası, Türk Medeni Kanunu’nun 554. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, miras bırakanın vasiyeti, muvazaa sebebiyle geçersiz sayılabilir. Muvazaa sebebiyle vasiyetin geçersiz sayılabilmesi için, aşağıdaki şartların bir arada gerçekleşmesi gerekmektedir:
Muvazaa amacı: Vasiyetin muvazaa amacıyla yapıldığı açıkça ortaya konulmalıdır. Muvazaanın varlığı, vasiyetin açık muvazaalı bir işlem olduğunun ispat edilmesiyle belirlenir. Muvazaalı işlem, miras bırakanın gerçek iradesine uymayan bir işlem olarak nitelendirilir.
Gerçek irade: Muvazaalı işlem, gerçek irade ile uyumlu olarak gerçekleştirilmelidir. Yani, miras bırakanın gerçek iradesi, vasiyetinde ifade ettiği iradeyle aynı olmalıdır. Muvazaalı işlem, sadece hukuki sonucun saklanması için yapılabilir. Gerçek irade, miras bırakanın asıl isteğini yansıtmalıdır.
İşlem konusu: Muvazaa amacıyla yapılan işlem, işlem konusu ile sınırlıdır. Yani, muvazaa sadece işlem konusuyla ilgilidir. İşlem konusunun, vasiyetin muvazaa amacıyla yapıldığına dair bir belirti olmalıdır.
Muris muvazaası durumunda, kanuni mirasçılar, muris muvazaası davası açarak vasiyetin muvazaa amacıyla yapıldığını ispat etmek zorundadır. Davanın açılabilmesi için, vasiyetin geçerli olduğu kanıtlanmalıdır. Muris muvazaası davası, miras bırakanın hayatta olduğu dönemde açılabileceği gibi, mirasın açılmasından sonra da açılabilir.
Muris muvazaası davasında, muris muvazaasının varlığı ispat edilirse, vasiyet hükümsüz sayılır ve miras bırakanın kanuni mirasçıları arasında paylaşılır. Bu durumda, kanuni mirasçılar, miras bırakanın gerçek iradesine uygun bir şekilde miraslarını alırlar.
Sonuç olarak, muris muvazaası, miras bırakanın vasiyetindeki gerçek iradesine aykırı olarak yapılan muvazaa amacıyla gerçekleştirilen işlem olarak tanımlanır. Miras bırakanın kanuni mirasçıları, muris muvazaasının varlığına dair delilleri toplayarak muris muvazaası davası açabilirler. Davanın kabul edilmesi durumunda, vasiyet hükümsüz sayılır ve kanuni mirasçılar, miras bırakanın gerçek iradesine uygun bir şekilde miraslarını alırlar.
MURİS MUVAZAASI DAVASINI KİMLER, NE ZAMANA KADAR VE NEREDE AÇABİLİR?
kanuni mirasçılarının vasiyet hükümlerine karşı açabilecekleri bir davası yoktur. Ancak, miras bırakanın gerçek iradesini yansıtmayan bir vasiyetten zarar gören kişiler, muris muvazaası davası açarak haklarını arayabilirler.
Miras bırakanın gerçek iradesine aykırı olarak yapılan bir vasiyetin muris muvazaası olduğunu ispatlamak için, davacıların delil sunması gerekmektedir. Deliller arasında, miras bırakanın vasiyetinin muvazaa amacıyla yapıldığını gösteren belgeler, tanık ifadeleri, hesap hareketleri, miras bırakanın sağlık durumu ve zihinsel durumu ile ilgili belgeler yer alabilir.
Muris muvazaası davası, kanuni mirasçılarının vasiyet hükümlerine karşı açtıkları bir davadan farklı olarak, zarar gören kişinin açabileceği bir davadır. Bu nedenle, muris muvazaası davası açan kişinin, muris muvazaasına maruz kaldığını ispatlaması gerekmektedir.
Dava, miras bırakanın ölümünden sonra açılabilir. Ancak, muris muvazaası davası açmak için belirli bir süre yoktur. Davacı, miras bırakanın ölümünden sonra dilediği zaman dava açabilir.
Muris muvazaası davası, Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülür. Davanın açılması için, dava dilekçesinin mahkemeye sunulması ve gerekli delillerin sunulması gerekmektedir. Davanın sonucunda, mahkeme, muris muvazaası olduğunu tespit ederse, vasiyet hükümsüz sayılır ve miras bırakanın gerçek iradesine uygun bir şekilde miras dağılır.